lunes, 21 de marzo de 2011

Libya'da gidişat Afganistan ve Irak'la benzer

Libya'da gidişat Afganistan ve Irak'la benzer

Independent gazetesi Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, “Kaddafi’nin düşmesinin ardından, Libya’daki bir sonraki aşama Afganistan ve Irak’taki yıkımı üretme potansiyeline sahiptir' dedi.


21 Mart 2011 Pazartesi - 14:20



PATRICK COCKBURN*

Önümüzdeki birkaç hafta içinde General Muammer Kaddafi iktidarı kaybedecek gibi. Onu kuşatan kuvvetler çok güçlü. Onun siyasi ve askeri desteğiyse gayet zayıf. Ülkenin doğrusu isyancıların elindeyken ve Kaddafi Trablus ve Batı Libya’ya sığınırken ABD, İngiltere ve Fransa kolay kolay bir kilitlenmenin gerçekleşmesine izin vermeyecektir.

Hava saldırılarından önce de Kaddafi çoğu eğitimli olmayan bin 500 adamını Bingazi’ye doğru hareket ettiremedi. Hareket etmelerinin nedeni ilk başta orduyu terk etmeleri ayaklanmayı güçlendiren 6 bin askerle isyancıların çatışmamasıdır.

ABD ve müttefiklerinin dış müdahalesinin ilk günleri 2001’de Afganistan’da ve 2003’te Irak’taki deneyimleri yansıtıyor. Ve gayet iyi gidiyor gibi gözüküyor. Hava saldırıları Bingazi’nin güneyinde bir dizi tankı ve piyade bölüğünü bozguna uğrattı. Sağ kalanlar kaçtı. Bu hezimet Taliban ve Irak ordusunun hızlıca çözülüşlerini anımsatabilir.

Irak ve Afganistan’da çoğu insan yöneticilerinden kurtulmaktan memnundu ve çoğu Libyalı Kaddafi’nin ayrılmasından memnun olacaktır. Kaddafi rejimi beklenilenden daha çabuk düşebilir. Uzmanlar son günlere işaret ederek, Kaddafi’nin deli olabileceğini ama aptal biri olmadığını, bunun Kaddafi rejiminin göstermelik kalitesini göz ardı etmek olacağını belirtiyorlar.

Kaddafi’nin düşmesinin ardından, Libya’daki bir sonraki aşama Afganistan ve Irak’taki yıkımı üretme potansiyeline sahiptir. Her iki ülkede de savaş ABD’yi hakim güç haline getirdi. Irak’ta bu hızlıca eski moda bir emperyalist işgale dönüştü. Eski bir Iraklı liderin sık sık tekrarlamayı sevdiği için “İşgal tüm yanlışların anasıydı”. Afganistan’da hükümeti yöneten Hamid Karzai olsa da son sözü hep ABD söyledi.

Aynı problem Libya’da da baş gösterecek. Güvenilir yerel bir ortak bulunamayacak. İsyancıların siyasi ve askeri açıdan zayıf olduklarını göstermiş oldular. Gerçekten de böyle olmasaydı onları kurtarmak için bir son dakika yabancı işgaline gerek kalmayacaktı.

Böyle durumlarda en öne çıkan yerel liderler genellikle en iyi İngilizce bilenler ve ABD ve onun müttefikleriyle en iyi anlaşanlar olur. Bağdat ve Kabil’de ilk başta öne çıkanlar en dalkavuklarıydı ve meclisin ABD’nin yaptıklarını meşrulaştırması için her şeyi yapmaza hazır olanlardı.

Karşılaştırılabilecek başka noktalar da mevcut. Libya, Irak gibi bir petrol devleti ve petrol geliri genelde en kötüsüyle sonuçlanmaya yatkın. Bu gelir otokrasiye sebebiyet veriyor çünkü petrol gelirlerini her kim kontrol ederse güçlü güvenlik kuvvetlerine para ödüyor ve halkı görmezden geliyor. Petrole dayalı çok az devlette demokrasi hakim.

Önümüzdeki aylarda kartlarını doğru oynayan istekli Libyalı liderler kendilerini çok para kazanacak bir pozisyonda bulacaklardır. Bağdat’ta yaşayan bir kamu çalışanı Saddam Hüseyin’in düşmesinden önce “Sürülen Iraklılar şu anda bizi yönetenlerin kopyası”, ama mevcut liderlik “30 yıldır bizlerden çaldığından dolayı doymuştu. Yenileri ise aç kurtlar gibi.”

David Cameron, Hillary Clinton ve Nicolas Sarkozy’nin, özellikle de Arap Ligi üzerinden, kendi propagandalarının hava saldırılarını meşrulaştıracağına inandığına dair işaretler var. Arap Ligi’nin açıklamalarını küçümseyen diplomatlar, Birliğin uçuşa yasak bölge çağrısını “Arap dünyası dış müdahaleden yana” diye okuyorlar.

Bu hızlıca değişebilir. Arap Ligi “Arap Uyanışının” değiştirmek istediği liderlerden oluşuyor. Libya hükümetine karşı askeri müdahaleye Körfez monarşilerini bir arada tutan Körfez İşbirliği Konseyi’nin üyeleri Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’ın da katılması bekleniyor.

Geçtiğimiz haftalarda Arap dünyasındaki en kanıtlanabilir hunharlık geçtiğimiz hafta hükümet yanlısı silahlı adamların silahsız bir gösteriye saldırıp 52 kişiyi katletmesiydi.

Gerçek otoritenin belirlenmesi bağlamında, Kaddafi Libyalılarca değil, devrilmesine katkı sunan dış güçlerce değiştirilecek. Afganistan ve Irak’ta olanlara bakılırsa bu dış müdahalenin Ortadoğu’da ikiyüzlü, kendine hizmet eden ve böyle kalacak bir eylem olarak görülmesi fazla zaman almayacak.

*Cockburn’un 21 Mart’ta Independent’da yayınlanan yazısını Etha ajansı İngilizce Orjinalinden çevirdi.

No hay comentarios:

Publicar un comentario